Sözümüz Véblaqları سؤزوموز وئبلاقلاري

Telegram Ķanallarıتلگرام کاناللاري

Dış Bağlantılar ديش باغلانتيلار

Thursday, January 9, 2025

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ'NİN ZENGEZOR KORİDORUNA KARŞI ÇIKMASI, TÜRK MİLLETİNE, İRAN VE BÖLGEDE YAŞAYAN ERMENİLER VE FARSLAR DAHİL DİYER MİLLETLERE, TÜRKİK DÜNYASINA, İSLAM DÜNYASINA VE Şİİ TOPLULUKLARA İHANET VE HIYANETTİR.

 

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ'NİN ZENGEZOR KORİDORUNA KARŞI ÇIKMASI, TÜRK MİLLETİNE, İRAN VE BÖLGEDE YAŞAYAN ERMENİLER VE FARSLAR DAHİL DİYER MİLLETLERE, TÜRKİK DÜNYASINA, İSLAM DÜNYASINA VE Şİİ TOPLULUKLARA İHANET VE HIYANETTİR.

İran İslam Cumhuriyeti'nin ana yönetici çekirdeyi (Hamneyi, Devrim Muhafızları komutanları, devlete bağlı üst düzey Şîi dinadamları, ...) Zengezor Koridoru’nun açılmasına ve genel olarak Azerbaycan ile Ermenistan Cumhuriyetleri arasında barışın tesisine şiddetle karşı çıkıyor. Çünkü bu devletin resmi ideolojisi Fars Şîi köktendinciliyi, ırkçı Pan-İranizm ve Türk karşıtı Safevi Doktrini’nin[1] bir birleşimidir.

Türk Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlamasının ilk gününde Hamneyi, İran İslam Cumhuriyetinin Zengezor Koridoru'na karşıtlığını ve Fars dilinin yayılmasının gerekliliyine olan güçlü inancını dile getirdi. Bu sözler açıkça Pezeşkiyan’ı hedef alıyor ve tehdit ediyordu. Zira Türk Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, Hamneyi ve rejimin politikalarının aksine, Zengezor Koridoru’nun açılmasını savunur, ve Farsçanın dayatılmasına ve yaygınlaştırılmasına karşı çıkıyor.

Hamneyi'nin ve İran İslam Cumhuriyeti'nin pan-İranist ve Şîi köktendinci Fars lider ve yetkililerinin Zengezor Koridoru'na karşı çıkmak için ifade ettikleri gerekçeler, İran kamuoyunu aldatmak için üretilen temelsiz yalanlardan başka bir şey deyildir. Bu iddialara göre gûyâ Zengezor Koridoru uluslararası sınırları deyiştirecek, İran'ın Avrupa ile bağlantısını kesecek, koridorun oluşturulması Ermenistan'ın milli çıkarlarının aleyhinedir, bu koridor Turan-NATO koridorudur, ... . Oysa:

-Bu koridor aslında yeni bir şey deyildir. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Bölgesi arasında Sovyet döneminde var olan, Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyetlerinin uluslararası sınırlarını deyiştirmeden bunlar arasında bağlantı ve iletişimi sağlayan yolun yeniden faaliyete geçirmesi ve yeni koşullara uygun olarak güncellemesidir.

-Zengezor Koridoru İran'ın Avrupa ile bağlantısını kesmeyecektir. Çünkü İran'ın Avrupa ile bağlantısı, öncelikle Türkiye ve ikinci olarak Azerbaycan Cumhuriyeti üzerinden (Gürcistan ve Rusya Cumhuriyetleri ve Karadeniz’den geçerek) kurulmaktadır. İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasında sıkışmış ve mahsur kalmış, Avrupa'ya giden direkt yolu olmayan Ermenistan üzerinden deyildir.

-Bu koridorun kurulması Ermenistan'ın da çıkarınadır, çünkü bu ülke ile Azerbaycan arasındaki barış anlaşmasının yapılmasını kolaylaştırır, hızlandırır ve elde edilen barışı pekiştirir. Ayrıca Ermenistan'ı, Türkistan - Orta Asya ve Nahçıvan - Türkiye - Avrupa arasında karlı bir uluslararası ticaret yolu üzerine yerleştirmekle, onun ekonomik gelişme ve refahına neden olur. 

-İran İslam Cumhuriyeti'nin Pan-İranist ve Şii köktendinci Fars liderleri, Zengezor koridorunu Turan-NATO Koridoru adlandırmakla birçok çelişkiyle karşı karşıya kalıyorlar. Eyer bu koridor gerçekten bir NATO projesiyse, NATO'nun genişlemesini engellemek için 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın en büyük savaşını başlatan Rusya neden Zengezor Koridoru’nun oluşturulmasını istiyor? Zengezor Koridoru’nun oluşturulması, Ermenistan'ın aleyhine olacaksa da, Ermenistan'ı kayıtsız şartsız destekleyen Haçlı Avrupa neden bu koridorun oluşturulmasından yanadır?

Zengezor Koridoruyla ilgili en önemli husus, bu koridorun kurulmasının Azerbaycan ve Ermenistan devletlerini ilgilendiren bir mesele olması, bu iki devlet kendi uluslararası sınırlarını deyiştirmeye karar verseler bile, İran İslam Cumhuriyeti'nin buna müdahale etme hakkının olmamasıdır.

İran'ın Azerbaycan ve Ermenistan'ın sınır meselelerine müdahalesi, örneyin Türkiye'nin İran ile Irak arasındaki (Şattülarap'ta), İran ile Afganistan arasındaki (Doğarun ve Nimruz vilayetinde), ve İran ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki (Basra Körfezi'nde üç adanın egemenlik konusu) sınır anlaşmazlıklarına ve onları çözme meselelerine müdahalesi kadar yersizdir.

Aşırı Şîi köktendinci ve pan-İranist Farsların kontrolü altında bulunan İran İslam Cumhuriyeti'nin, nüfuz ettiyi bölgelerde kaos ve yıkım yaratma ve buralarda etnik ve dini iç savaşları ateşleme istratejisini izlediyi bilinen bir gerçektir. Bu durumda İran İslam Cumhuriyeti'nin (aynen Fıransa gibi) sadece Zengezor Koridoru konusu deyil, Kafkasya'nın diyer meselelerine müdahalesi de, hatta Kafkasyada (ve de Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de, Lübnan'da vb.) varlığı, Kafkasya ve bölge devletleri ile halklarının aleyhinedir.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Zengezor Koridoru'nun kurulmasına karşı çıkmasının temel nedeni, Hamneyi ve diyer yetkililerin iddialarından herhangi biri deyildir. Gerçek neden, Hamneyi'nin başdanışmanı olan Eliekber Vilayeti'nin de açıkça ifade ettikleridir: "Ermenistan'ı destekliyoruz, çünkü Türkiye sınırında bulunuyor ve Türkiye ile Türkik dünyası (Türkmenistan, Özbekistan,...) arasında bir duvar, bariyer oluşturur[2]."

İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye ile Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkik dünyasının geri kalanı arasında kara bağlantısı kurmaktan aşırı derecede korkuyor ve vahşet ediyor. Çünkü bunun Türkik devetlerinin özellikle Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan Cumhuriyetlerinin refahına ve ekonomik gelişmesine, siyasi ve askeri güçlenmesine katkıda bulunacağını biliyor. Bu üç Türkik devletin ekonomik refah ve gelişmesi ile siyasi ve askeri güçlenmesi ise, bunların er ya da geç, İran'da yaşayan ve Fars azınlığın tekelinde bulunan İran devletinin uyguladığı dilsel ve ulusal soykırıma maruz bırakılan İran'daki Türk ve Türkmen topluluklarına yönlenmelerine, İrandaki Türk ve Türkmen milletlerin dilsel, kültürel, milli ve siyasi haklarını savunmalarına ve sağlamalarına neden olacaktır.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Zengezor Koridoru'na karşı çıkmasının bir diyer nedeni, bu Fars devletin Safevi Doktrinini kendi resmi ideolojisi ve ana jeopolitik makroistratejisi olarak kabul etmesidir. Safevi Doktrini, bu hanedanın Türk karşıtı üç Şahı (I. Şah İsmail, I. Şah Tahmasb, I. Şah Abbas) döneminde Ermeni Kilisesi ve Avrupa Haçlı devletleri tarafından oluşturulmuştur.

Safevi Doktrinine göre, İran İslam Cumhuriyeti devleti (veya Fars azınlığın yönetiminde bulunan herhangi bir İran devleti), her zaman Avrupalı ​​ve Batılı Haçlı ve emperiyalist devletlerin bölgedeki vekil gücü, piyonu ve garnizonu olarak hareket edecek, bu sömürgeci ve emperyalist devletlerin çıkarları doğrultusunda Türkik dünyasını ikiye bölecek (Kafkaslarda Ermenistan ve Artsah ayrılıkçılarını ve işgalcilerini destekleyerek, Zengezor Koridorunun kurulmasını engelleyerek, ...), ve Arap dünyasını parçalayacaktır (Irak ve Suriye'yi, Lübnan, Yemen ve Filistin'i Farsistan’ın arka bahçesine dönüştürerek).

İran İslam Cumhuriyeti, Zengezor Koridoru'na karşı çıkarak Haçlı ve Batı emperiyalist devletlere yaptığı hizmet (ve de Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye’ye yaptığı düşmanlık, Ermenistan'ın yayılmacılığına verdiyi destek, ve son dönemde Suriye'de Türkiye'ye düşmanlık) karşılığında, Batı'dan İran İslam Cumhuriyeti'ni devirmek ve İran'daki rejimi deyiştirmekten vazgeçmesi ve rejimin devamı konusunda kendisine güvence vermesini beklemektedir

Sebebi ne olursa olsun, İran İslam Cumhuriyeti'nin Zengezor Koridoru'nun kurulmasına karşı çıkması, İran'da yaşayan Türk milletine düşmanlık, hakaret ve ihanet anlamına gelmektedir. Fars İslam Cumhuriyeti bu duruşuyla İran'da yaşayan Türk milletinin kamuoyuna deyer vermediyini resmen ve açıkça ifade etmektedir. İran içinde ve dışında Türklerin ulusal çıkarlarına karşı eylemlerini sürdüreceyini, bölgedeki Batı ve Haçlı Emperiyalist devletler ve Ermeni yayılmacı milliyetçiliyi ile kurduğu istratejik ittifakı sürdürme kararlılığını bildirmektedir.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Zengezor Koridoru'nun kurulmasına karşı çıkması aynı zamanda İslam dünyasına ihanettir. İran İslam Cumhuriyeti'nin İsrail işgali altındaki Filistin'i, Batı Şeria'yı ve Gazze'yi savunması samimi ve Müslüman topraklarını savunma amacına yönelik deyildir. (İran İslam Cumhuriyeti'nin İsrail ile düşmanlığı Haçlı yapımı olan, ve Orta Çağ Ermeni ve Avrupa Haçlı kiliselerinin öyretilerine uygun olarak Yahudileri kendi ebedi düşmanı olarak gören Safevi Doktrini’nin gereyidir).

İran İslam Cumhuriyeti, dünyanın her yerinde Müslüman topraklarının sömürgeci ve emperyalist devletler tarafından işgal edilmesini hoş karşılamakta veya aktif olarak desteklemektedir (Rusya, Çin, Keşmir, Hindistan, Kıbrıs, Suriye'de Öcalan Kürtleri vb. tarafından).

İran İslam Cumhuriyeti'nin Zengezor Koridoru’na karşı çıkması Şîi toplumlara da ihanettir. 20. yüzyılın başlarında Zengezor bölgesinde Şîi Türkler görece çoğunluğa sahipti. Sovyetler Birliyi döneminde bu bölge Ermenistan'a devredilmiş ve Ermeni devleti Türklere uyguladığı etnik temizliye paralel olarak, bölgenin adını Syunik olarak deyiştirmiştir.

Ancak kendini dünya Şîilerinin tek savunucusu diye tanıtan İran İslam Cumhuriyetinin Fars yetkilileri, Zengezor ve Ermenistan Cumhuriyeti'nin diyer bölgelerinin 20. yüzyılın başlarında Türk olduğu gerçeyinden hiçbir zaman bahs etmez, hatta bu gerçeyi inkar ederler. Çünkü onlar resmi olarak ve ısrarla bu bölgelerin, özellikle de önceden Şii olan Zangezor'un Ermenileştirilmesini istiyorlar.

Nitekim İran İslam Cumhuriyeti Karabağ'ın ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin diyer Şiilerle meskun topraklarını Artsah adı altında işgal edilmesini istiyorlardı (bu toprakların Azerbaycan Ordusu tarafından kurtarılmasının ardından Fars İran Devleti çaresizlik ve öfke nedeniyle sınırda Azerbaycan Cumhuriyetine karşı askeri manevralar yaptı), veya Türklere ve Türkiye'ye olan derin nefreti nedeniyle ve Haçlılara kulluk yapmak için Batı Azerbaycan eyaletini hızla Kürtleştirip Kürdistanlaştırmaktadır....


[1] Safevi Doktrini: Safevi hanedanının Türk karşıtı üç şahı (I. Şah İsmayil, I. Şah Tehmasb, I. Şah Abbas) döneminde Ermeni kilisesi ve emperiyal Avrupa Haçlı devletlerce oluşturulan Safevi Doktrinin temelleri şöyle sıralanabilir: Türk ve Arap milletlerine ve Müslümanlara karşı Avrupa Haçlı ve Batı emperyalist devletlerin piyonu, vekil ve vurucu gücü olarak hareket etmek; Türk Dünyasını ikiye parçalayarak doğusu ile batısı arasında aşılmaz bir bariyer oluşturmak; Kafkasya, Mezopotamya ve Şâmât’ta hakimiyet kurarak Türkiye'yi doğudan ve güneyden kuşatmak; İran içinde Türklere ve Araplara yönelik dilsel ve ulusal soykırım uygulamak; ülkede Alevi (Gâlî Şîiler), Zeydi ve Sünni grupları kanlı bir şekilde bastırmak ve bu grupları kılıçla Fars milli dîni olan İmâmi Şîiliyine dönüştürmek; ancak ülke dışında Alevi, Zeydi ve Sünni gurupların bilgisiz ve naif inananlarını aldatıp kullanışlı araç olarak Haçlı devletlerin emperyalist çıkarlarını ve kendi Fars mini emperyalist heveslerini gerçekleştirmek için istismar etmek ve kötüye kullanmak, .... Farsçayı kutsal dil bilmek, aşırı Ermeniseverlik ile fanatik Yahudi karşıtlığı da, Ermeni kilisesi ve Avrupalı ​​Haçlılar tarafından Safevi Doktrininin özüne entegre edilen diyer önemli özelliklerdir.

“FARS MİNİ EMPERİYALİZMİ”NİN “ŞÎİ HİLÂLİ” VE ONUN ÇÖKMESİ

https://sozumuz1.blogspot.com/2025/01/fars-mini-emperiyalizminin-sii-hilali.html

[2] اولین دبیر حزب الله ‌لبنان: ایران بر علیه‌ مسلمانان از ارمنستان حمایت می‌‌کند. در مساله‌‌ی آزربایجان، ما با اردوغان هستیم و به‌ او آفرین می‌‌گوییم.

https://sozumuz1.blogspot.com/2020/10/blog-post_6.html


No comments:

Post a Comment