Sunday, September 28, 2025

رئیس جمهور تورک پزشکیان و دولت فارس ایران رو در روی هم

 رئیس جمهور تورک پزشکیان و دولت فارس ایران رو در روی هم

رئیس جمهور تورک پزشکیان:

۱-تدریس تورکی باید شروع شود

۲-باید به نظام فدرالی گذر کنیم

۳-کوریدور زنگه‌زور مفید است

٤-ممنوعیت اسامی تورکی باید لغو شود

٥-تورکیه و آزربایجان هم‌تبار ما هستند

٦-محدودیت بر اینترنت باید برداشته شود

٧-حجاب اجباری باید پایان یابد

٨-با جهان باید آشتی به‌کنیم

جواب‌های دولت فارس ایران:

۱-هرگز

۲-به هیچ وجه

۳-خیر

٤-امکان نه دارد

٥-چی؟!!!!

٦-حاشا

٧-مبادا

٨-زنهار

TÜRK CUMHURBAŞKANI PEZEŞKİYAN İLE FARS İRAN DEVLETİ KARŞI KARŞIYA

Türk cumhurbaşkanı Pezeşkiyan:

1-Türkçe eğitim başlamalı

2-Federalizm sistemine geçmeliyiz

3-Zengezur koridoru yararlıdır

4-Türkçe isim yasağı kaldırılmalı

5-Türkiye-Azerbaycan bizim soydaşımızdır

6-İnternet sansürü kaldırılmalı

7-Zorunlu hicab son bulmalı

8-Dünyayla barışmalıyız

Fars İran devletinin yanıtları:

1-Hiç bir zaman

2-Asla

3-Hayır

4-Olamaz

5-Ne?!!!!

6-Hâşâ

7-Sakın

8-Zinhâr

Friday, September 26, 2025

تاریخ‌نگاری آزربایجانی و تبلیغ دروغ پان‌ایرانیستی «زردشت آزربایجانی»

 

تاریخ‌نگاری آزربایجانی و تبلیغ دروغ پان‌ایرانیستی «زردشت آزربایجانی»

مئهران باهارلی 

Azerbaycan tarih yazımı ve onun "Azerbaycanlı Zerdüşt" pan-İranist yalanını yayması

Azerbaijani historiography and its propagation of the pan-Iranian lie of the "Azerbaijani Zoroastrian"

MÉHRAN BAHARLI 

«سؤزوموز، مئهران باهارلی‌نین یازقالاری توپلوسو» پیتییی،‌ بیرینجی جیلدده‌ن

Sözümüz, Méhran Baharlının yazqalar toplusu” pitiyinden, cild I

از کتاب « سؤزوموز، مجموعه مقالات مئهران باهارلی» - جلد اول 

mehranbahari1@yahoo.com

https://independent.academia.edu/MBaharli

https://sozumuz1.blogspot.com/

https://www.facebook.com/profile.php?id=61579230999069

خلاصه:

بنا به اجماع علمی معاصر، محل ظهور افسانه‌ی زرتشت و یا محل تولد و فعالیت و مرگ زرتشت تاریخی و پیدایش آئین زرتشتی در خارج ایران، در آسیای میانه ‌در جوار هندوکش – پامیر - بدخشان (در ناحیه‌ی تلاقی تاجیکستان و افغانستان و پاکستان و هندوستان امروزی) است، و همه‌ی روایات و ادعاها مبنی بر آزربایجانی بودن زرتشت افسانه‌ای و یا تاریخی و یا مهاجرت او به آن منطقه، جعلیاتی متاخر هستند که در هزاره‌های بعدی با انگیزه‌های سیاسی ساخته و پرداخته شده‌اند. با این همه، هنوز گروه‌ها و مراکزی وجود دارند که دروغ آزربایجانی بودن زرتشت و مخصوصا تولد او در منطقه‌ی اورمو را در بستر تورک‌ستیزی و مسلمان‌ستیزی با اصرار تبلیغ و بازتولید کرده و می‌کنند. عمده‌ی این گروه‌ها و مراکز در دوران معاصر عبارتند از: بنیادگرایان زرتشتی، شرق‌شناسان دولت‌های استعمارگر غربی، دپیلومات‌های غربی دارای ذهنیت صلیبی، تاریخ‌نگاری ایرانی – پان‌ایرانیستی، تاریخ‌نگاری آزربایجانی پان‌ایرانیستی، تاریخ‌نگاری آزربایجانی استالینیستی، جمهوری آزربایجان شوروی، فرقه‌ی دموکرات آزربایجان (خیابانی)، حکومت ملی آزربایجان (پیشه‌وری)، فعالین سیاسی آزربایجان‌گرا از تبریز و اطراف آن موسوم به حرکت ملی آزربایجان، و ناسیونالیسم افراطی کوردی. هدف غایی این دسته‌‌جات از تبلیغ دروغ آزربایجانی بودن زرتشت و جعل خاستگاهی آزربایجانی برای آئین زرتشتی، زدودن هویت تورک از آزربایجان در راستای مبارزه با پان‌تورکیسم و در نیمه‌ی اول قرن بیستم جلوگیری از الحاق غرب آزربایجان و مخصوصا منطقه‌ی اورمو به تورکیه است. این امر از طریق متصل کردن آزربایجان به‌ تاریخ و جهان ایرانیک، خارج کردن آن از تاریخ و جهان تورکیک و اسلام، قطع کردن علائق و روابط تاریخی و هویتی و تباری آزربایجان با آناتولی و قفقاز و مناطق جنوبی تورک‌ایلی و دیگر مناطق ملی تورک در ایران، و تبدیل آزربایجان و ایران به ‌سدی غیر قابل عبور بین شرق و غرب جهان تورکیک انجام می‌شود. شرق‌شناسان و دیپلومات‌های دولت‌های امپریالیست و استعمارگر و صلیبی اوروپایی، مخصوصا تلاش کرده و می‌کنند که جای پایی برای زرتشت در منطقه‌ی اورمو پیدا کنند. زیرا اورمو ‌کانون تورک‌گرایی و ناسیونالیسم مودرن تورک در کل تورک‌ایلی، به‌ نوعی جزئی از آناتولی و در ربع اول قرن بیستم خواهان الحاق ‌به ‌امپراتوری تورک عوثمان‌لی بود. در این مقاله گروه‌های عمده‌ای را که در قرن گذشته و در حال حاضر دروغ آزربایجانی بودن زرتشت را تبلیغ کرده و یا می‌کنند، انگیزه‌ها و متودهای آن‌ها را بررسی کرده‌ام.

Özet

Günümüz bilimsel konsensusa göre, Zerdüşt efsânesinin, veya târîhî Zerdüşt'ün doğum, faaliyet ve ölüm yeri ile Zerdüştlük dininin ortaya çıktığı yer, bugünkü İran’ın dışında, Orta Asya'da, Tacikistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan'ın kesiştiği Hindukuş - Pamir - Badahşan bölgesine yakın bir yerde bulunmaktadır. Efsânevî veya târîhî Zerdüşt'ün Azerbaycanlı olduğu veya o bölgeye göç ettiği yönündeki tüm anlatılar ve iddialar, sonraki bin yıllarda siyâsî amaçlarla ortaya atılan uydurmalardır. Ancak, Türk ve Müslüman karşıtlığı bağlamında Zerdüşt'ün Azerbaycanlı olduğu, özellikle de Urmu bölgesinde doğduğu yalanını ısrarla yayan ve yeniden üreten gruplar ve merkezler hâlâ mevcut. Bu grup ve merkezler arasında Zerdüşt dinine inanan kökten dinciler, Batılı sömürgeci devletlere bağlı oryantalistler, haçlı zihniyetine sâhip Batılı diplomatlar, Panİranist İran târîh yazımı, Panİranist Azerbaycan târîh yazımı, İstalinist Azerbaycan târîh yazımı, Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti, Azerbaycan Demokrat Fırkası (Hiyâbânî), Azerbaycan Milli Hükümeti (Pişeveri), Azerbaycan Milli Hareketi olarak bilinen Tebriz ve çevresi kökenli bazı siyâsî aktivistler, ve Kürt aşırı milliyetçileri yer almaktadır. Bu grupların nihâi hedefi, Zerdüşt'ün Azerbaycanlı olduğu ve Zerdüşt dininin Azerbaycan kökenli olduğu yalanını yayarak, Azerbaycan'ın Türk kimliğini ortadan kaldırmak ve böylece Türkçülük ile mücâdele etmek ve yirminci yüzyılın ilk yarısında Batı Azerbaycan'ın, özellikle Urmu bölgesinin Türkiye'ye ilhâkını önlemektir. Bu, Azerbaycan'ın İran târîhi ve dünyasına bağlanması, Türk ve İslam târîhi ve dünyasından koparılması, Azerbaycan'ın Anadolu ve Kafkasya ile, ayrıca Türkili'nin güney bölgeleri ve İran'daki diğer Türk milli bölgeleriyle târîhî, kimliksel ve etnik bağlarının koparılması ve Azerbaycan ile İran'ın Türk dünyasının doğu ve batısı arasında aşılmaz bir engel hâline getirilmesiyle gerçekleştirilir. Emperyalist, sömürgeci ve haçlı Avrupa devletlerine bağlı oryantalistler ve diplomatlar, özellikle Urmu bölgesinde Zerdüştlük için bir dayanak noktası oluşturmak için çaba sarf etmiş ve ediyorlar. Bunun nedeni, Urmu'nun yirminci yüzyılın başlarında Türkçülüğün ve modern Türk milliyetçiliğinin Türkili ve tüm İran'da doğduğu yer olması, ayrıca Urmu bölgesinin, Anadolu'nun bir parçası olarak kabul edilmesi ve yirminci yüzyılın ilk çeyreyinde halkının Osmanlı İmparatorluğuna ilhak edilmeyi istemesidir. Bu yazımda Zerdüşt'ün Azerbaycanlı olduğu yalanını yayan başlıca grupları, bunların motivasyonlarını ve yöntemlerini inceledim.

Abstract

According to current scholarly consensus, the location where the legend of Zoroaster originated, or the place of birth, activity, and death of the historical Zoroaster, and the emergence of the Zoroastrian religion, is believed to be outside of Iran, in Central Asia. This area is thought to be somewhere near the Hindu Kush - Pamir - Badakhshan region where Tajikistan, Afghanistan, Pakistan, and India converge. Any narratives or claims indicating that the legendary or historical Zoroaster was Azerbaijanian, or that he migrated to that region, are considered to be later fabrications created for political reasons in the following millennia. However, there are still groups and centers that persistently spread and reproduce the lie that Zoroaster was Azerbaijanian, specifically claiming that he was born in the Urmu region. This is done in the context of anti-Turkism and anti-Muslimism. These groups and centers include Zoroastrian fundamentalists, orientalists from Western colonial governments, Western diplomats with a crusader mentality, Iranian-Pan-Iranist historiography, Pan-Iranist Azerbaijani historiography, Stalinist Azerbaijani historiography, the Soviet Republic of Azerbaijan, Democrat Party of Azerbaijan Khiyabani, Azerbaijan National Government Pisheveri, Azerbaijanist political activists known as the Azerbaijani National Movement, and Kurdish Ultranationalists. The ultimate goal of these groups by spreading the lie that Zoroaster is Azerbaijani and falsifying the Azerbaijani origin of the Zoroastrian religion, is to eradicate the Turkish identity of Azerbaijan in order to fight against Pan-Turkism, and in the first quarter or 20 century prevent the annexation of Azerbaijan, especially the Urmu region, to Turkey. This is achieved by linking Azerbaijan to the Iranic history and world, detaching it from the Turkic and Islamic history and world, severing Azerbaijan's historical, identity, and ethnic connections and ties with Anatolia and the Caucasus, as well as the southern regions of Turkili and the other Turkish national regions in Iran, and transforming Azerbaijan and Iran into an impenetrable barrier between the eastern and western parts of the Turkic world. Orientalists and diplomats from imperialist, colonial, and crusader European states specifically made efforts to establish a foothold for Zoroastrianism in the Urmu region. This was due to Urmu being the birthplace of Turkism and modern Turkish nationalism in Turkili and all of Iran. Additionally, Urmu always was considered a part of Anatolia and in the first quarter of 20 century was willing to be annexed by the Ottoman Empire. In this article, I have examined the main groups that spread the falsehood that Zoroaster was Azerbaijani, along with their motivations and methods.



Monday, September 15, 2025

روایت دروغین و افسانه‌ی ساخته‌گی اهل آزربایجان بودن «زرتشت»

روایت دروغین و افسانه‌ی ساخته‌گی اهل آزربایجان بودن «زرتشت»

مئهران باهارلی

  

ZERDÜŞT'ÜN AZERBAYCAN'DAN OLDUĞUNA DÂİR SAHTE ANLATI VE UYDURMA EFSÂNE

THE FALSE NARRATIVE AND FABRICATED LEGEND THAT "ZOROASTER" WAS FROM AZERBAIJAN

MÉHRAN BAHARLI 

mehranbahari1@yahoo.com

https://independent.academia.edu/MBaharli

https://sozumuz1.blogspot.com/

https://www.facebook.com/profile.php?id=61579230999069

خلاصه:

در جامعه‌ی علمی سه نظریه در باره‌ی زرتشت وجود دارد. نظریه‌ی نخست زرتشت را یک شخصیت کاملا اسطوره‌‌ای و افسانه‌ای و غیر تاریخی می‌داند. طبق این نظریه بعضی اوراد و سرودها و روایات هند و ایرانیک که قرن‌ها به صورت شفاهی وجود داشته‌اند، به تدریج تدوین و به شخصی خیالی به اسم زرتشت منسوب شده‌اند. در نتیجه اوستا و دیگر متون زرتشتی اثر زرتشت نیستند، بلکه بر عکس، زرتشت محصول اوستا و متون زرتشتی است. بنا به نظریه‌ی دوم هم زرتشت محصول تخیل، اما برآیند چندین شخصیت تاریخی و غیر تاریخی است. نظریه‌ی سوم زرتشت را شخصیتی تاریخی قبول می‌کند. در مورد محل پیدا شدن افسانه و اسطوره‌ی زرتشت و یا تولد زرتشت تاریخی هم قطعیت وجود نه‌دارد. تنها چیزی که قطعی است آن که ایران ویج، محل ادعائی ظهور زرتشت افسانه‌ای و یا تاریخی و آئین زرتشتی، - در صورتی که این هم یک مفهوم اسطوره‌ای نه‌بوده و یک مکان جوغرافیایی واقعی باشد - در خارج ایران امروزی در آسیای میانه، در بدخشان واقع در مرز بین تاجیکستان و افغانستان و رشته کوه‌های هندوکش و یا جوار آن واقع است. اما این محل با گسترش زرتشتی‌گری به غرب، از طرف موبدان نو-زرتشتی در دوره‌ی هخامنشی و مخصوصا ساسانی با ساختن روایات جدیدی به ماد و آزربایجان منتقل شده است. یکی از دلایل ساختن روایات جعلی مبنی بر آزربایجانی بودن زرتشت، تلاش موبدان نو-زرتشتی برای بومی نشان دادن دین زرتشتی و بدین طریق جلوگیری از شورش مردم آزربایجان بر علیه این دین جدید و بیگانه بود. دلایل دیگر عبارتند از ایجاد مشروعیت برای حاکمیت اشغال‌گر ساسانی که زرتشتی‌گری را به عنوان دین رسمی خود انتخاب کرده بود، زدودن آثار اشکانیان شرقی که ساسانیان غربی آن‌ها را دشمن می‌دانستند، و نهایتا تبدیل آزربایجان به سدی زرتشتی در مقابل ورود مسیحیت از قفقاز و روم. در این مقاله خلاصه‌ی نظریات علمی در باره‌ی زرتشت اوسطوره‌ای و یا تاریخی، ایران ویج و یا موطن زرتشت و محل ظهور آئین زرتشتی، و روند و علل انتقال آن‌ها به غرب ایران امروزی در دوره‌های متاخر را داده‌ام.

Özet

Bilim camiasında Zerdüşt hakkında üç teori bulunmaktadır. İlk teori, Zerdüşt'ün tamâmen mitolojik, efsânevî ve târihsel olmayan bir figür olduğunu ileri sürer. Bu teoriye göre, yüzyıllar boyunca sözlü olarak var olan bazı Hint-İranik şiirler, ilâhîler ve gelenekler zamanla derlenmiş ve Zerdüşt adlı kurgusal bir kişiye atfedilmiştir. Dolayısıyla Avesta ve diğer hiç bir Zerdüşt metni Zerdüştün eseri değildir; tersine Zerdüşt, bu metinlerin bir sonucu ve ürünüdür. İkinci teoriye göre, Zerdüşt, hayâl ürünü olmasına rağmen, çeşitli târihsel ve târihsel olmayan figürlerin bir birleşimidir. Üçüncü teori ise Zerdüşt'ü târihsel bir figür olarak kabul eder. Kurgusal veya târihsel Zerdüşt'ün doğum yeri hakkında da kesin bir bilgi yoktur. Kesin olan tek şey, efsânevî veya târîhî Zerdüşt ve Zerdüştlük dininin doğum yeri diye iddia edilen İran Vic'in, günümüz İran'ının dışında, Orta Asya'da yer aldığıdır. İran Vic’in, eğer bu da mitolojik bir kavram değil de gerçek bir coğrafi konumsa, Tacikistan ve Afganistan sınırındaki Badahşan bölgesinde, Hindukuş Dağları veya civarında bulunduğu düşünülmektedir. Ancak Zerdüştlüğün Batı'ya yayılmasıyla birlikte, İran Vic, Ahameniş ve özellikle Sâsânî dönemlerinde Zerdüştlüğa yenice kabul eden râhipler tarafından sahte ve temelsiz yeni anlatılar yaratılarak Medya ve Azerbaycan'a taşınmıştır. Zerdüşt ve Zerdüştlüğün Azerbaycan'a âit olduğu iddiâsıyla uydurma rivâyetlerin üretilmesinin sebeplerinden biri de Zerdüştlüğü yeni kabul eden râhiplerin Zerdüştlük dinini yerli bir din gibi göstermeye ve böylece Azerbaycanda halkın bu yeni ve yabancı dine karşı isyan etmesini engellemeye çalışmalarıdır. Diğer nedenler arasında, Zerdüştlüğü resmî din olarak seçen işgalci Sâsânîler'in kendi yönetimlerine meşruiyet kazandırmak, Batı İranik Sâsânîler tarafından düşman olarak görülen Doğu İranik Partların kalıntılarını ortadan kaldırmak, ve en son da Kafkasya ve Anadolu'dan Hıristiyanlığın yayılmasını önlemek için Azerbaycan'ı bir Zerdüşt kalesi hâline getirmek isteği yer alıyor. Bu makâlede, efsânevî veya târîhî Zerdüşt, Zerdüşt'ün anavatanı ve Zerdüştlüğün ortaya çıktığı yer diye iddia edilen İran Vic, ve bunların daha sonraki dönemlerde Batı İran'a taşınma süreci ve nedenleri hakkındaki bilimsel teorileri özetledim.

Abstract

There are three theories about Zoroaster in the scientific community. The first theory considers Zoroaster to be a totally mythical, legendary, and non-historical figure. According to this theory, some Indo-Iranic poems, hymns, and traditions that have existed orally for centuries were gradually compiled and attributed to a fictional person named Zoroaster. The Avesta and other Zoroastrian texts were not created by Zoroaster, rather, Zoroaster is the result and product of these texts. According to the second theory, Zoroaster, albeit being a fictional character, is a combination of several historical and non-historical figures. The third theory recognizes Zoroaster as a historical figure. There is no certainty about the birth place of the fictional or historical Zoroaster either. The only certain thing is that Iran Vij, the claimed birth place of the legendary or historical Zoroastrianism and the Zoroastrian religion, -if this too is not a mythological concept but a real geographical location- is located outside modern-day Iran in Central Asia. It is believed to be situated in the Badakhshan region, on the border between Tajikistan and Afghanistan, near the Hindu Kush Mountain range or their vicinity. However, with the spread of Zoroastrianism to the West, İran Vij was transferred to Media and Azerbaijan by neo-Zoroastrian priests during the Achaemenid and especially Sasanian periods. They did so by creating, fake and baseless new narratives. One of the reasons for creating fake narratives claiming that Zoroaster and Zoroastrianism were Azerbaijanian was the neo-Zoroastrian priests' attempt to portray the Zoroastrian religion as indigenous, thus preventing the local people in Azerbaijan from rebelling against this new and foreign religion. Other reasons include establishing legitimacy for the rule of the occupier Sassanid state, who had selected Zoroastrianism as their official religion, eradicating any remnants of the Eastern Parthians, who were viewed as enemies by the Western Sasanians, and ultimately transforming Azerbaijan into a Zoroastrian stronghold to prevent the spread of Christianity from the Caucasus and Anatolia. In this article, I have summarized the scientific theories about the mythical or historical Zoroaster, initial Iran Vij the claimed homeland of Zoroaster and where Zoroastrianism emerged. I also discuss and the process and causes of their transmission to modern-day western Iran in later times.

محل ظهور افسانه‌ی زردشت - تولد زردشت تاریخی، و پیدایش دین زردشتی: ایران ویج

Efsânevî veya târîhî Zerdüşt’ün doğduğu ve Zerdüştlük dîninin ortaya çıktığı yer: İran Vic

The birthplace of the legendary or historical Zoroaster and the place where the Zoroastrian religion emerged: Iran Vij

Tuesday, September 9, 2025

سه‌ دولت ملی فارس در ایران معاصر: دولت مشروطه، سلطنت پهلوی، جمهوری اسلامی ایران، و یا مراحل تحول دولت حاکم بر ایران از یک دولت تورک به‌ یک دولت فارس

 

سه‌ دولت ملی فارس در ایران معاصر: دولت مشروطه، سلطنت پهلوی، جمهوری اسلامی ایران، و یا مراحل تحول دولت حاکم بر ایران از یک دولت تورک به‌ یک دولت فارس

مئهران باهارلی


در ایران در دوران معاصر سه ‌دولت به ‌لحاظ تیپولوژی ملی فارس وجود داشته‌ است:

الف-دولت مشروطه: ١٩٠٩-١٩٢٥ (۱۲٨٨-۱۳٠٤ ش)، ۱٦ سال

ب-سلطنت پهلوی: ١٩٢٥-١٩٧٩ (۱۳٠٤-۱۳٥٧ ش)، ٥۳ سال

ج-جمهوری اسلامی ایران: ١٩٧٩-تاکنون (۱۳٥٧ ش-تا الآن). ٤٦ سال


دولت تورک قاجار، از تاسیس تا سال ۱٨٩٨: دولت قاجار در نتیجه‌ی کشمکش تاریخی توران – ایران و یا تورک – تاجیک (فارس بعدی) به ‌وجود آمد. آغامحمد خان با بسیج تمام گروه‌های تورک و موغول ساکن در ایران موفق شد دولت قاجار را تاسیس و بدین ترتیب از طرح دولت‌های اوروپایی و روسیه‌ی صلیبی برای ایجاد حاکمیتی ایرانیک بر کشور جلوگیری کند. علاوه‌ بر آغامحمد خان، همه‌ی دیگر سلاطین قاجار، دارای شعور قومی تورک و واقف بر اصلیت تورک و موغول خود بودند. به‌ آن افتخار و از «مشروعیت تورکی» (حق خدادادی حاکمیت بر جهان که به تورک‌ها اعطا شده) برای توجیه حاکمیت خود بر ایران استفاده می‌کردند. در دوره‌ی قاجار شرط اصلی بر تخت سلطنت نشستن شاه‌زاده‌ها، فرزند مادری تورک بودن و یا خلوص نژاد تورکی آن‌ها بود. موقعیت تبریز مرکز تورک‌ایلی به شهر ولی‌عهدنشین و دومین پایتخت ارتقاء یافته‌ بود، اوردو و قوشون تماما تحت کونترول فرماندهان تورک و اکثریت مطلق نظامیان و افواج تورک بود، تورکی زبان اصلی دربار و اوردو و بوروکرات‌ها و تکنوکرات‌های عالی‌رتبه و یک زبان رسمی دوفاکتوی دولت قاجاری بود. حتی تورکی جغتایی نیز تا اواخر سلطنت فتح‌علی شاه ‌یک زبان رسمی دوفاکتو و تا ترور ناصرالدین شاه ‌در ۱٨٩٦ یک زبان پرستیژ برای نخبه‌گان قاجاری بود. نزدیکی و اتحاد با امپراتوری عوثمان‌لی در تمام این مدت سیاست استراتژیک سلاطین قاجار بود. ... در این دوره ‌دولت قاجار دارای تیپولوژی تورک و بنابراین یک دولت تورک بود. هرچند هم‌زمان جریانات ضد تورک، ناسیونالیسم ایرانی - فارسی و باستان‌گرایی ایرانی در میان جامعه‌ی فارس و مخصوصا در میان نخبه‌گان تبریز و مرکز و شرق آزربایجان (و قفقاز) به ‌سرعت در حال رشد بود.

بین ۱٨٩٨ تا ۱٩٠٩، انجمن معارف - حرکت مشروطیت در جنگ با دولت تورک قاجار در حال احتضار: سال ۱٨٩٨-۱٩٠٠ تاریخ آغاز سیاست رسمی «توحید لسانی» یعنی فارس‌سازی ملت تورک (و دیگر ملل غیر فارس) ساکن در ایران توسط تکنوکرات‌های مانقورت و ضد تورک در ایران است. در این سال‌ها انجمن‌های رسمی – دولتی معارف تهران و تبریز، برای اولین بار در تاریخ، در نظام‌نامه‌ها‌ی خود تعلیم و تعلم به ‌‌زبان تورکی در مدارس را ممنوع و زبان فارسی را تنها زبان نظام تحصیلی اعلام و بدین ترتیب مرحله‌ی اول سیاست نسل‌کشی زبانی و ملی تورک در ایران را شروع نمودند. هم‌زمان سران و وابسته‌گان و تربیت شده‌گان پان‌ایرانیست و فارس‌گرای انجمن‌های معارف تهران و تبریز، در میان رهبران حرکت مشروطیت انگلیسی مخصوصا در تبریز جای گرفتند و در تثبیت و تشدید خصلت ضد تورک حرکت مشروطیت، تحمیل فارسی به عنوان زبان ملی توسط دولت مشروطه و تبدیل تبریز به کانون ناسیونالیسم ایرانی فارس‌محور با تمایلات باستان‌گرایانه و نژادپرستانه، نقش تعیین کننده‌ای ایفا نمودند. با این همه ‌در راس دولت قاجار مظفرالدین شاه ‌تورک‌گرا و طرف‌دار پروژه‌ی اتحاد اسلام سلطان عوثمان‌لی قرار داشت، ‌و این دولت مخصوصا «دربار تورک» او دارای صبغه‌ و تیپولوژی ملی تورک بود. در نتیجه برای برهه‌ی ۱٨٩٨-۱٩٠٩ هنوز می‌توان از تعبیر «دولت تورک قاجار» استفاده‌ کرد.

از ۱٩٠٩ تا جنگ جهانی اول، پایان یافتن عملی دولت قاجار و حاکمیت دولت ضد تورک مشروطه: نوع افراطی حرکت مشروطه یک جنبش ناسیونالیستی ایرانی – فارس و قیام گروه‌های ایرانیک بابی، زرتشتی، فارس، پارسی، مازنی، بختیاری، و گیلک بر علیه حاکمیت تورک و تورکمان بر ایران بود. در تاریخ ١٣ ژوئیه ‌‌‌١٩٠٩ (۲۵ تیر ۱۲۸۸ شمسی) تهران پای‌تخت دولت تورک قاجار توسط نیروهای مشروطه‌طلب افراطی انگلیسی‌ و پان‌ایرانیست و ضد تورک (عوامل اطّلاعاتی‌ انگلستان، پان‌ایرانیست‌های باستان‌گرا، ماسون‌ها، تروریست‌های بابی - ازلی، زرتشتیان بومی و پارسی‌های ‌هندوستان، داشناک‌ها و هینچاک‌ها و تروریست‌های ‌ارمنی، قومیت‌گرایان فارس‌، بختیاری‌ها، مازندرانی‌ها، گیلک‌ها، آنارشیست‌ها و تروریست‌های موسوم به‌‌ مجاهدین قفقازی، و تورک‌های‌ مانقورت و خائن مشروطه‌طلب فرقه‌ی‌ دموکرات ایران، انجمن آزربایجان تهران، انجمن غیبی تبریز، ...) به‌ اشغال در آمد و متعاقب آن محمدعلی شاه ‌‌‌از سلطنت خلع و تبعید شد. پس از این تاریخ، سلسله‌ی قاجار اسماً وجود دارد، اما حیات آن و نیز حاکمیّت سیاسی تورک بر ایران عملاً پایان یافته ‌است. این تاریخ، یعنی اشغال تهران و تبعید محمدعلی شاه در سال ۱٩٠٩، تاریخ ظهور دولت ایران به عنوان یک دولت فارس با تیپولوژی ملی فارس است (دولت مودرن فارس: دولت مشروطه‌ + دولت پهلوی + دولت جمهوری اسلامی).

دولت جدید مشروطه‌ی ‌ایران مستقر در تهران دیگر دولتی تورک نه‌بود، بلکه ‌یک دولت فارس و ضدّ تورک بود. زیرا تماماً تحت کونترول و مدیریت انگلستان و عناصر ضدّ تورک قرار داشت و هم در سیاست داخلی و هم در سیاست خارجی مواضع فارس‌گرایانه ‌و ضد تورک اتخاذ می‌کرد. اگر چه‌ سلطان احمد شاه‌ قاجار فرزند ٩ ساله‌ی محمدعلی شاه‌ توسط مشروطه‌طلبان انگلیسی ضد تورک بر تخت سلطنت نشانده ‌شده ‌بود، اما او فاقد اقتدار واقعی بود و چند سال بعد توسط سردار سپه‌ از سلطنت اسمی هم خلع شد. (وضعیتی مانند دولت جمهوری اسلامی ایران که‌ در راس آن پزشکیان تورک و تورک‌گرا قرار دارد، اما تمام ارکان و بنیان و نهادها و گفتمان‌ها و ایدئولوژی – دوکترین صفویسم و سیاست‌های کلان داخلی و خارجی آن، بر اساس فارس‌گرایی و دشمنی با تورک در داخل کشور و در منطقه و جهان، طراحی، تاسیس و اجرا می‌شود).

جنگ جهانی اول و فروپاشی حاکمیت اسمی دولت قاجار: با قرارداد سن پترزبورگ برای ‌تقسیم قلمروی دولت قاجاری ‌در ۳۱ اوت ۱۹۰۷ توسّط انگلستان و روسیه،‌‌ روند سقوط دولت ایران که ‌‌اکنون تحت حاکمیت فارس‌گرایان و نیروهای ‌ضدّ تورک قرار داشت، شتاب بسیار گرفت.

با آغاز جنگ جهانی اول قلم‌روی قاجاری توسط دولتین بریتانیا و روسیه ‌اشغال شد و حاکمیت اسمی و صوری دولت قاجار هم در بسیاری از نواحی کشور از بین رفت. در غرب آزربایجان اوردوها و دیپلومات‌ها و میسیونرهای دولت‌های صلیبی غرب (روسیه، انگلستان، فرانسه، ایالات متحده، ....) و متحدان مسیحی آن‌ها (دسته‌جات مسلح و تروریست‌های آسوری و ارمنی) شروع به ‌کشت و کشتار و قتل عام‌های گسترده‌ی مردم تورک به‌ منظور تغییر دموگرافی و الحاق شمال غرب آزربایجان ‌به ‌‌دولت ارمنی جدیدالتاسیس در قفقاز و تاسیس دولت آسورستان بزرگ به‌ مرکزیت اورمو در جنوب آزربایجان غربی کردند.

در چنین شرایطی بسیاری از مردم تورک‌ایلی اعم از عامی و خواص، به‌ ویژه ‌‌در غرب تورک‌ایلی (سونقور - بیجار – سایین قالا – تیکان ته‌په - سولدوز - اورمو - سالماس – خوی - ماکو) برای حفظ خود در مقابل تهاجمات و تجاوزات روسیه، بریتانیا، فرانسه، و قوای مسلح و تروریست‌های ارمنی‌ و آسوری و اشقیاء کورد، «دخالت کرده» به ‌‌تابعیت عوثمان‌لی در می‌آمدند که ‌به ‌‌معنی تحت‌الحمایه‌‌ شدن و ‌به‌ طور ضمنی الحاق عملی وطنشان به ‌عوثمان‌لی بود.

چاره‌جوئی‌های مرکزگریزانه ‌‌بر اساس تورکیت و تورک‌گرایی:‌ هم‌گام با مردم تورک، طیف‌ گسترده‌‌‌ی جریانات سیاسی و شخصیت‌های ملی تورک، شامل بسیاری ‌از نخبه‌گان تورک‌گرا و طرف‌داران اتحاد اسلام سلطان عوثمان‌لی و مجاهدین تورک مشروطه‌طلب معتدل که ‌هوادار عوثمان‌لی ‌بودند، و تعداد بسیاری‌ از شاه‌زاده‌گان قاجار و مقامات دولتی و نظامی قاجاری، که‌ در صورت ادامه‌ی وضعیت فعلی، فروپاشی حقوقی دولت قاجار را هم حتمی می‌دانستند، آغاز به ‌چاره‌جوئی و ‌جستجوی آلترناتیوهای متنوّع مرکزگریزانه ‌‌بر اساس تورکیت و تورک‌گرایی‌ کردند. مهم‌ترین این آلترناتیوها عبارت بود از:

١- ادغام کلّیت دولت قاجاری با ‌امپراتوری عوثمان‌لی بر اساس اصل مظفرالدین شاهی «یک دولت - یک ملت» (یگانه‌گی و اتحاد قاجار و عوثمان‌لی)، و در این راستا اقدام برای ازدواج سلطان احمد شاه ‌قاجار با یک پرنسس عوثمان‌لی. این طرح که‌ مشابه‌ آن در تاریخ از طرف سولطان احمد بیگ گؤده ‌‌آغ‌قویون‌لو و نادر شاه ‌‌افشار هم مطرح شده ‌‌بود، این بار هم با مخالفت «داماد فرید پاشا» مواجه‌ گشت. علاوه ‌بر آن، این آلترناتیو که ‌ایده‌ی توفیق همدانی و ... بود، آلترناتیوی غیر عملی بود. زیرا پس از حرکت مشروطیت و اشغال تهران توسط مشروطه‌طلبان ضد تورک، دولت قاجار دیگر وجود خارجی نه‌داشت، و حسیات ملی‌گرایانه‌ی ضد تورک و ضد عوثمان‌لی در میان جامعه‌ی فارس و بعضی از ملل ایرانیک (مازنی، گیلک، بختیاری، ....) و مخصوصا جریان مانقورتیسم تبریزی (مشروطه‌طلبان، انجمن غیبی تبریز، دموکرات‌های آزربایجان، آزادی سِتان‌چی‌های بعدی، تورک‌های چپ ایرانی، ....) به‌ شدت گسترش یافته ‌بود. آن‌ها هرگز به‌ حاکمیت دوباره‌ی تورک چه بومی و چه عوثمان‌لی بر خود رضایت نه‌می‌دادند.

۲-طرح انتزاع آزربایجان و خمسه ‌‌از ایران و ادغام و اتحاد مجموع آن دو با قفقاز تحت حاکمیت روسیه‌ی تزاری. این طرح که ‌قبلا روسوفیل‌هایی مانند صمد خان شجاع‌الدوله، ... هم از آن حمایت کرده ‌بودند طرف‌دار چندانی نه‌داشت و محکوم به‌ شکست بود. زیرا روسیه ‌یک دولت اشغال‌گر و صلیبی، از عاملین اصلی قتل عام مردم تورک در غرب آزربایجان و همدان و تمام تورک‌ایلی، و به شدت منفور مردم و نخبه‌گان تورک بود.

۳-طرح انتزاع کل منطقه‌ی تورک‌نشین شمال غرب ایران و یا تورک‌ایلی، و ادغام و اتحاد آن با قفقاز تورک‌نشین و تاسیس یک دولت - تشکیل یک کشور تورک واحد جدید «یئکه ‌‌آزه‌ربایجان - آزربایجان بزرگ» تحت‌الحمایه‌ی عوثمان‌لی مانند خانات تاتار کریمه. این طرح در میان بعضی سیاسیون قفقازی طرف‌دارانی داشت، اما در میان مردم و نخبه‌گان تورک در تورک‌ایلی هواخواه ‌نه‌داشت.

٤-طرح انتزاع کل منطقه‌ی تورک‌نشین شمال غرب ایران قاجاری و یا «تورک‌ایلی»، و ضمیمه ‌کردن آن به ‌‌‌امپراتوری عوثمان‌لی و بدین ترتیب ایجاد «بویوک تورکیا- تورکیه‌ی بزرگ». طبق این طرح تورک‌ایلی تبدیل به ‌یک ایالت در شرق عوثمان‌لی با والی‌گری «پرنس شه‌زاده ‌صباح‌الدین بیگ افندی» می‌شد. ‌مشابه‌ این طرح در تاریخ از طرف ‌‌امیرالامرای‌ آزربایجان «اولامه‌‌ سلطان تکلو» (اولاما سولطان ته‌که‌لی)، «علی ‌بیگ ته‌که‌لی»، «ولی‌خان ته‌که‌لی»، ... که ‌بر علیه‌‌ دولت قیزیل‌باشیه ‌‌(صفویان) عصیان کرده ‌بودند هم مطرح و تعقیب شده ‌بود. این طرح مقبولیت بسیار بیش‌تری داشت، حتی خواست همه‌گانی مردم و نخبه‌گان، زعمای قوم، مقامات دولتی تورک مخصوصاً در غرب تورک‌ایلی از ماکو و خوی و سالماس و اورمو تا بیجار و سونقور و همدان و سنندج بود. اقبال السلطنه ‌‌بیات ماکو، میرزا آقا حاجی بیگ بلوری تبریزی، ... از شخصیت‌های معروف هواخواه ‌‌این طرح در آن دوره‌ بودند.

سال ۱٩۱٨، تاسیس دولت تورک اتحاد، آخرین نمونه‌ی دولت‌مداری تورک در ایران: در این سال رهبر ملی تورک جمشید خان سوباتای‌لی افشار اورمولو «دولت تورک اتحاد» در تبریز را در هماهنگی و استشاره‌ با ولی‌عهد تورک‌گرا محمدحسن میرزا و به‌ حکم او و با کومک نظامی و سیاسی عوثمان‌لی تاسیس کرد. در آن سال‌ها ولی‌عهد محمدحسن میرزا که‌ شخصیتی تورکوفیل بود در برابر دو مرکز تورک‌ستیز یعنی دولت فارس مشروطه‌ مستقر در تهران و پان‌ایرانیست‌های تبریزی (فرقه‌ی دموکرات آزربایجان به ‌رهبری خیابانی) مقاومت می‌کرد. با این وصف دولت تورک اتحاد، اقدامی نه ‌بر علیه ‌دولت تورک قاجار، بلکه‌ قیامی بر علیه ‌دولت پان‌ایرانیست و ضد تورک مشروطه‌ی ایران که‌ عملا به‌ دولت تورک قاجار پایان داده ‌بود و مجری سیاست نسل‌کشی زبانی و ملی تورک در ایران بود، و تلاشی برای نجات اقلا منطقه‌ی ملی تورک در شمال غرب ایران از تسلط و حاکمیت دولت جدید فارس ضد تورک بود. «دولت تورک اتحاد» به‌ صدارت رهبر ملی تورک اورمولو جمشید خان سوباتای‌لی افشار، آخرین حلقه ‌از سلسله‌ی طلائی دولت‌مداری تورک در ایران است. ... اما به‌ دنبال اشغال استانبول توسط ارتش‌های متفقین (بریتانیا، فرانسه، روسیه، ایتالیا، یونان، صربستان، ...) و متارکه،‌ قوای ملی بومی ‌تورک و اوردوی عوثمان‌لی مجبور به‌ عقب‌نشینی از تبریز و تورک‌ایلی و دیگر نقاط ایران شدند و دولت تورک اتحاد از هم فروپاشید. (حکومت ملی آزربایجان در سال‌های جنگ جهانی دوم، محصول توسعه‌طلبی امپریالیستی روسیه‌ی شوروی و تلاش او برای خارج کردن تورک‌ایلی از دائره‌ی نفوذ تورکیه‌ بود و ربطی به ‌سنت دولت‌مداری تورک، و یا نجات ملت تورک ساکن در ایران از اسارت ملی تحت حاکمیت فارس نه‌داشت).

کودتای ۳ اسفند ۱۲۹۹ (۲۲ فوریه‌۱۹۲۱ میلادی): کودتای رضا خان میرپنج با حمایت بریتانیا، و تمام عناصر ضد تورک دوران مشروطه‌ (ازلی‌ها، ماسون‌ها، باستان‌گرایان، پارسی‌های هندوستان، مانقورت‌های مشروطه‌طلب تبریزی و نظامیان مانقورت قفقازی، چپ ایرانی، ....) انجام گرفت. در نتیجه‌ی این کودتا رضا خان با نام سردار سپه نخست وزیر جنگ و پس از مدتی با فرمان احمد شاه ‌رئیس‌الوزرا، و نهایتا فرمانده‌ی کل ‌قوا شد. با انجام این کودتا، آخرین نهاد باقی‌مانده‌ی تورک، یعنی اوردو و قوشون دولت قاجاری هم، تبدیل به‌ یک ارتش فارس و ضد تورک شد و از دست رفت. (بروکراسی و تکنوکراسی دولت قاجار از زمان مشروطیت تماما فارس شده بود). علاوه ‌بر آن، با نخست وزیری سردار سپه، سیاست نسل‌کشی زبانی و ملی تورک از «توحید لسان» عبور کرد، سیستماتیک و نهادینه ‌و سراسری و مبدل به‌ هدف استراتژیک رسمی و دولتی شد.

سال ۱۳٠٤، پایان حقوقی دولت قاجار: در ۹ آبان سال ۱۳۰۴ نماینده‌گان مجلس شورای ملی فرمایشی که ابزاری در دست رضا خان بود با اکثریت آرا، سلطنت قاجار را خاتمه‌ دادند. پس از آن مجلس مؤسسان که اکثریت نماینده‌گان آن دست‌چین و با تهدید نظامی انتخاب شده بودند در ۲۲ آذر ‌۱۳۰۴ رسماً سلطنت قاجار را منحل اعلام و رضا شاه ‌را به ‌پادشاهی ایران انتخاب کردند. بدین ترتیب به ‌دولت قاجار که ‌عملا – دوفاکتو و به طور غیر رسمی از سال ۱٩٠٩ از بین رفته‌ بود و صرفا در اسم وجود داشت، به ‌طور حقوقی – دوژور و رسمی هم پایان داده‌ شد. و مهم‌تر از آن، حاکمیت هزار و دویست ساله‌ی تورک بر ایران خاتمه ‌یافت.

نوت: در تاریخ‌‌نگاری آزربایجانی، روند تبدیل دولت حاکم بر ایران از یک دولت با تیپولوژی تورک به یک دولت با تیپولوژی فارس، سانسور و بازنویسی و با یک ساده‌انگاری کودکانه ادعا می‌شود که گویا شوونیسم فارس یک‌شبه و بعد از آغاز سلطنت رضا شاه شروع شده است. دلیل این تحریف و دروغ‌پردازی آن است که تاریخ‌نگاری آزربایجانی در جوهر خود یک تاریخ‌نگاری صلیبی و پان‌ایرانیستی ضد تورک است که تلاش می‌کند نقش آزربایجان‌گرایان در روند فوق را مخفی نگاه دارد. این خود آزربایجان‌گرایان و مانقورت‌های تورک در تبریز – اردبیل و قفقاز بودند که در طول قرن نوزده مفهوم ملت ایران و ناسیونالیسم ایرانی فارس‌گرا و نژادپرستی ایرانی را ایجاد کردند، در آغاز قرن بیستم در میان رهبران اصلی حرکت مشروطه‌ی انگلیسی و ضد تورک قرار گرفتند، عاملین اصلی در کودتای رضا خان، سپس ساقط کردن سلسله‌ی قاجار، پایان دادن به حاکمیت هزار و دویست ساله‌ی تورک بر ایران و تاسیس سلسله‌ی پهلوی، ممنوع کردن زبان تورکی، طراح و آغاز کننده‌ی سیاست نسل‌کشی زبانی و ملی تورک، و دشمنی و کینه‌توزی با خودنام‌گذاری ملی تورک و هویت ملی تورک و وطن تورک در ایران هستند. و آن‌ها تمام این خیانت‌ها را به اسم آزربایجان و آزربایجان‌پرستی و قبل از تاسیس سلسله‌ی پهلوی انجام دادند.

Tuesday, September 2, 2025

Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyetleri, Şanghay İşbirliyi Örgütü, NATO ve Avrupa Birliyi’ne eşzamanlı ve birlikte girmelidir.


Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyetleri, Şanghay İşbirliyi Örgütü, NATO ve Avrupa Birliyi’ne eşzamanlı ve birlikte girmelidir.

Méhran Baharlı

Azerbaycan Cumhuriyeti İlham Aliyev yönetiminde, bazı yorumcuların “şaşılacak derecede dâhiyâne” diye nitelendirdiyi bir diplomasi ile, târîhsel başarılar elde etmiştir: Karabağ ve çevresini işgalden kurtarmak, hiçten güçlü ve modern bir ordu yaratmak, dağılmak üzre olan devlet görünümlü bir yapıyı saygınlığı ve ağırlığı olan gerçek bir devlete dönüştürmek, önemli bölgesel ve uluslararası ittifaklar kurmak, Ermenistan’ı Türk dostu ya da en azı katı Türk düşmanı olmayan Paşiniyan gibi bir lideri benimsemeye zorlamak, ... TRİPP Koridoru ise bu diplomasi başarılarının doruğudur. 

Şimdi ise Azerbaycan Cumhuriyeti başka bir istiratejik doktrini uygulamaya koymalıdır: Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyetlerinin, ŞİÖ (Şanghay İşbirliyi Örgütü), NATO ve Avrupa Birliyi olmak üzere, bütün uluslararası veya özellikle Avrupa örgütlerine eşzamanlı ve birlikte alınmasını sağlamak.

1-Hırıstiyan Batı (Rusya – Avrupa, ve son dönemde ABD) Türklerin, hele Müsülman Türklerin Güney Doğu Avrupa, Anadolu, Ak Deniz, Kafkaslar hatta Ortadoğuyu vatan edindiklerini ve buraların Türk yurtlarına dönüştürdükleri gerçeyi ile bir türlü barışamamıştır. Bu doğrultuda sömürgeci dürtüleri olan bu devletler ellerindeki bütün araçları kullanarak, Balkanlar, Kırım yarımadası, Kıbrıs, Güney Kafkasya, ve de Suriye, Irak ve Irandaki Türk toplulukların ve var olan Türk devletlerin (Türkiye, Azerbaycan, KKTC, Gagavuzyeri) güçsüzleştirilmesi veya hepten silinmesine gayret etmektedirler. Bu araçların başında Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliyi, hatta NATO gelmektedir. Tam bu nedenle, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetlerinin (ve de bunların târîhsel müttefikleri olan Bosna, Arnavutluk, ve Kosova’nın) bu örgütlere tam üye olması gerekmektedir. Bu örgüt ve kurumlara üye olmaktan temel amaç, bunların yekpâre birer Haçlı kafalı, anti Türk ve anti Müsülman örgüt ve kuruma dönüşmesini engellemek, bazı musait üyeleri kendilerine çekerek bu örgütler ve kurumlar içinde Türkiye-Azerbaycan’a dost bir siyasi kanat yaratmak, hatta bu kurum ve örgütleri bütünüyle birer dost örgüt ve kuruma dönüştürmektir. Azerbaycan ve Türkiye’nin bu örgütlerde bulunmaması, meydanı gönüllü olarak Fıransa gibi Türk düşmanlığını görev edinmiş devletlere teslim etmek, bunların kolayca Haçlı kafalı ve Türk düşmanı birer örgüt ve kuruma dönüşmesinin yolunu açmak anlamına gelecektir. Dostu yakın tut, düşmanını daha yakın tut. (Bu açıdan Türkiye’de “Yeni Refah Partisi” – Fatih Erbakan ve “Vatan Partisi” – Doğu Perinçek gibi adeta Fars-İran lobisi olarak çalışan bazı partilerin Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını istemesi, Türkiye’nin, Türk dünyasının ve İslam dünyasının aleyhine, Fars hakimiyeti altında bulunan Anti Türk İran gibi devletlerin yararına olan bir istektir).

2-Avrupa örgüt ve kurumlara üye olmak Avrupa’nın askeri, ekonomik ve siyasi geleceyinde söz sâhibi olmak demektir. Türkiye ve Azerbaycan devletlerinin buna coğrafî olarak bile hakları vardır. Türkiye’nin Trakya bölgesi (ülke alanının %3’ü) ve Azerbaycan’ın Büyük Kafkasya sıradağları kuzeyinde olan bölgesi (ülke alanının %15’i) coğrafi olarak Avrupa kıtasındadır.

3-Son İsrail-İran savaşı, güçlü ve etkili bölgesel ve uluslarası ittifakların ülkelerin güvenliyi, ve caydırıcılığında ne denli önemli olduğunu gösterdi. Fars egemenliyi anltında bulunan İran Devleti bunlara sâhip olmadığı için, tecavüze uğramasına rağmen, tek başına kaldı ve yıkıma uğradı. Bu da kaçınılmaz olan Fars hakimiyeti altındaki İran İslam Devletinin yıkılması sürecini hızlandırdı. Bu bağlamda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin NATO, Avrupa Birliyi ve başka Arvupa kurumlarına üye olarak bunların siyâsî ve askerî şemsiyesi altına girmesi, dış saldırganlıklara karşı Azerbaycan’a avantaj sağlayacaktır. Bu tehditlerin başında hâlâ emperiyalist amaçlar güden Rusya’nın mühtemel saldırısı, ve mini emperiyalist emellerin peşinde olan Fars egemenliyi altındaki İran’ın er geç Azerbaycan’a karşı başlatacağı savaş gelmektedir. 

4-İran’da 1898-1900 yıllarında başlayan bu ülkede yaşamakta olan ve görece çoğunluğu oluşturan Türk milletinin Etnik Ve Dilsel Soykırım Ve Farslaştırma Siyaseti’nin en önemli yöntemlerinden biri, Türk halkını mediyada ve ders kitaplarında vs.de ilkel, uygar olmayan, ve vahşi göstererek gönüllü Farslaştırmaya teşvik etmek ve zorlamaktır. Bu nedenle Türkiye ve Azerbayan devletlerinin sırf UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları) ve Eurovision Şarkı Yarışması gibi Avrupa kurumlarına üyeliyi bile, İran’da yaşamakta olan ve sürekli aşağılanan Türk halkında özgüveni artırmakta, ve Türk milli bilincini uyandırıp kamçılamaktadır. Türkiye ile Azerbaycan’ın modern, gelişmiş ve müreffeh birer Avrupa devletine dönüşmesi ise, Türk halkı üzerinde kurduğu koloniyal egemenliyin son bulmasına ivme kazandıracağından dolayı, İran devletine hâkim azınlık Fars halkı elitinin korkulu ruyasıdır.

5-Ermenistan da Avrupa Birliyi’ne üye olmanın bir çok açıdan kendi milli çıkarlarının gereyi olduğu gerçeyini kavramıştır. Ermenistan, Avrupa Birliyi’nin siyasi koruma şemsiyesi altına girmekle, Azerbaycan’a karşı kendi toprak bütünlüyünü, ve Rusya’dan bağımsız hareket etme özgürlüyü ve egemenliyini güvence altına almak istemektedir. Ayrıca Ermenistan devleti Avrupa Birliyi’ni bir Hırıstiyan kulubu olarak görmekte, ve bu kuruma üye olmakla, benzer kafalı üyelerle (Fıransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum devleti, vs) onu tamamen Ermeni siyasetlerinin savunucu ve hâmisine çevirmek istiyor. 

6-Ermenistan ve Azerbaycan’ın ikisinin de Avrupa Birliyi ve başka Avrupa kurumlarına eşzamanlı üye olması, bunların arasında düşmanlıkları azaltacak, en azından düşmanlıkların kontrölden çıkıp açık savaşa dönüşmesini engelleyecektir. Türkiye ile Yunanistan’ın 1952de eşzamanlı olarak NATO üyesi olması, Azerbaycan ve Ermenistan için de örnek oluşturabilir. 

7-Ancak Ermenistan’ın tek başına Avrupa Birliyi’ne alınması – Fıransa ve benzeri üyelerin isteyi de budur – tamamiyle Azerbaycan’ın milli çıkarlarına ters ve yaşamsal bir tehdittir. Zira böyle bir durum, bölgedeki dengeleri bozacak ve Ermenistan’a bir çok açıdan üstünlük ve avantaj sağlayacaktır: Ermenistan’ı ekonomi, refah ve temel özgürlükler açısından Azerbaycan’a göre çok daha ileri seviyelere taşıyacak, Azerbaycan’ı Avrupa Birliyi’nin siyasi koruma şemsiyesinin dışında bırakacak, ve en önemlisi Avrupa Birliyi’nin yekpâre bir Haçlı ve anti Azerbaycan örgüt gibi hareket etmesini kolaylaştıracak.

Bu nedenlerle, Ermenistan’ın tek başına bu örgüt ve kurumlara üye edilmesini engellemek, Azerbaycan Devletçiliyi açısından yaşamsal öneme sâhip ve târîhî bir gerekliliktir. Öte yandan, Azerbaycan ile Ermenistan’ın eşzamanlı ve birlikte Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliyi, ŞİÖ, NATO, ... gibi kurumlara üyeliyi, her iki devlet, bölge, İran’da Fars esâreti altında yaşamakta olan Türk halkı ve bütün dünyanın hayrına olacaktır. 

Friday, July 25, 2025

DAYAZ, ÇAY, SAYDAM KELİMELERİNİN KÖKENLEMESİ

DAYAZ, ÇAY, SAYDAM KELİMELERİNİN KÖKENLEMESİ

Méhran Baharlı

 

«سؤزوموز، مئهران باهارلی‌نین یازقالاری توپلوسو» پیتییی،‌ بیرینجی جیلدده‌ن

Sözümüz, Méhran Baharlının yazqalar toplusu” pitiyinden, cild I

از کتاب « سؤزوموز، مجموعه مقالات مئهران باهارلی» - جلد اول 

 

MÉHRAN BAHARLI

mehranbahari1@yahoo.com

https://independent.academia.edu/MBaharli

https://sozumuz1.blogspot.com/

https://www.facebook.com/profile.php?id=61579230999069

Türkçenin (Batı Oğuzca’nın) özellikle Türkman lehçelerinde (İran, Azerbaycan, Irak, Suriye, Doğu Anadolu, ...) Dayaz kelimesi sığ, derin olmayan su, ırmak, göl; bunların derin olmayan kırağı (kenarı); yayvan olan tabak, boşkap; ve mecazen derinliyi olmayan yüzeysel insan anlamındadır.

Dayaz kelimesi bir sıra Kuzey ve Doğu Türkül - Türkik dillerinde T harfi ile söylenir: Таяз – Tayaz (Kazak), تېيىز -Teyiz (Uygur), Тайыз - Tayız (Kırgız, Kazak lehçelerinde); Tayıs (Tatar, Altay, Tuva, Hakas lehçelerinde), ... [1] Sovyet Türkoloğu E. Sevortiyan Anadolu’da anlamı açık denizdeki sığlık olan Daylan kelimesinin de Dayaz kelimesiyle kökendeş olduğunu ileri sürmüştür[2]. Türkistan’da bulunan iki Tecen ırmağının adı da bu kökenle ilgili olabilir. Bunların ilki Hazar Denizi’nin güney doğusunda Mazenderan ilinde bulunan ve Hazar Denizi’ne dökülen, ikincisi ise Türkmenistan Cumhuriyeti’nde Karakum çölünde biten bir ırmaktır. Bu ırmak Farsçada susuz veya kuru ırmak anlamına gelen Xoşke Rud adlanır. Bu da Dayaz kelimesinin Suyu az olan Çay veya Irmağın derin olmayan kırağı anlamına uymaktadır[3].

Dayaz kelimesinin ilkin biçimi, S harfi ile söylenen ve hala bir kaç Türkül - Türkik dilinde deyişik telaffüzleri bulunan Sayaz kelimesidir: Сая́з - Sayaz (Kazak), Sayoz (Telaffüzü: Seyaz, Özbek), Сайсыз - Saysız (Tatar), Чычаас - Çıçâs (Saka-Yakut), ... S harfinin T harfine dönüşmesi S → T özellikle Kıpçak dil ve lehçelerinde görülür[4]. Örneyin Kazakçada: Sayaz → Tayaz, Sıçqan (Siçan) → Tışqan, Sür → Tür (görünüş), Sır → Tır, …[5] Kırım Tatarcasında Сай - Say, Tuvincede Сыык - Sıık, ve Türkçede Sığ[6] kelimeleri de Say kelimesiyle kökendeş olabilir.