Tuesday, November 10, 2020

AZERBAYCAN – YİNE DE – TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜ


AZERBAYCAN – YİNE DE – TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜ


Bu anlaşma ile Azerbaycan kaybetti, Ermenistan kazandı. Genelde askeri üstünlüyü olanın, taarruza kalkmış bir ordunun ateşkes ve barış anlaşmasına zorlanması, kaybeden tarafı kurtardığı için, savaşta kaybedenin siyasi başarısı sayılır. Zamanlaması da oldukça yanlış olan bu anlaşma ile kesinlikle ona ihtiyacı olmayan Azerbaycan tuzağa düşürüldü; gelecekte Rusya, Batı - Fransa ve Ermenistan’a sonsuz manevra alanları, Azerbaycan ve Türkiye’ye çok ciddi sorunlar yaratıldı.

Bu anlaşma Minsk Grupu’nun Temel İlkeler’i - Bazal Pirinsipleri’ne geri dönmüştür. Oysa o Temel İlkeler bam başka koşullarda, Azerbaycan zillet ve esaret içinde iken ona tahmil edilmiş, Azerbaycan’ın kapitülasyonu ilkeleri idi. O dönemde Azerbaycan’da hakimiyette iç savaş vardı; Azerbaycan Ordusu diye bir şey yoktu; Ermenistan Orduları ise üstünlüye ve Rusya’nın aktiv askeri desteyine sahipti; Azerbaycan toprakları işgal altında idi; Minsk Grupu Ermenistan ve Ermeni işgalini destekleyen Rusya, Fıransa ve ABD’den oluşurdu; sahnede Türkiye ve Türkiye’nin güçlü siyasi - askeri desteyi de yok idi ...

Ancak bugün durum yüzde yüz tersinedir. Azerbaycan’da hakimiyet savaşı yoktur, Azerbaycan’ın güclü ve modern bir ordusu vardır ve bu ordu üstünlüğe sahiptir, işgal edilen toprakları hızla kurtarmaktadır, Rusya savaşa aktiv olarak katılmıyor, Minski Grupu da fiilen yok olmuştur, Türkiye açıkça ve bütün varlığı ile Azerbaycan’a kendi siyasi - askeri desteyini sunmuştur, Ermenistan’ı destekleyen Haçlı Batı ve Fıransa hazırlıksız yakalanmıştır ... Şimdiki durum ve istatüsü görmezden gelerek, bunların hiç biri olmamış gibi, Azerbaycan’ın zillet ve esaret günlerinde ona tahmil edilmiş, gerçekte Azerbaycan’ın kapitülasyonü olan Temel İlkeler’e geri dönmek, anlamsız ve anlaşılması mümkün olmayan tarihi bir hatadır.

Bunu Artsak’ın başı Harutnuyan da açıkça söyledi: “Operasyonlar bir kaç gün daha devam etseydi, Karabağ’ı tamamen kaybederdik”. Bu sözler tersten okunursa bu anlaşma Ermenilerin Karabağ’ı tamamen kaybetmemelerini sağladı; Ermenilerin elinde kalmasını garantiledi; boşaltılmış Hankendi’nin alınması, uyduruk Artsak devleti ve terörist ordusunun çökmesini engelledi; onları kalıcılaştırdı ve Rusya himayesi altına alarak, bir daha dokunulamaz etti.

Anlaşma maddelerinde bölgedeki ayrılıkçı teröristlerin silahsızlandırılması hakkında her hangi bir şey yoktur. Azerbaycan’ın “Temas hattı yoktur” tezi reddedilmiş, tersine bütün Karabağ ile Laçın Koridoru’nu içine alan, Rusya’nın savunduğu ve Azerbaycan’ın asla geçemeyeceyi yeni bir temas hattı kurulmuştur. Karabağ’ın siyasi özerkliyi tespit, hatta gelecekte Ermenistan’a ilhakının yolu açılmıştır. Paşiniyan da “Artsak kazanacak” demekle, Ermenistan devleti’nin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve uluslararası sınırlarını asla kabul etmediyini vurguladı.

Laçın Koridoru’na karşılık Nahçıvan’a gidiş gelişe kolaylık sağlanma maddesi, Karabağ’a Azerbaycan’ın parçası olan Nahçıvan’a benzer bir istatüs vererek, Karabağ’ın Ermenistan’ın bir parçası olduğunu dolaylı olarak kabul ettirdi. Böylece Azerbaycan Laçın Koridoru adı altında - Karabağ dışında da - toprak yitirdi.

Ayrıca Ermenistan’ın toprakları içinden Nahçıvan’a açması uumulan yolla Laçın Koridoru arasında hiç bir benzerlik yoktur. Bunların istatüsü de farklıdır.

-Birincisi Nahçıvan’a açılması umulan yol Ermenistan içinde ve Ermenistan devleti ve ordusu kontrolu altında olacaktır. Oysa Laçın Koridoru Azerbaycan’ın kontrol ve denetimi dışında ve Rusya - Ermenistan kontrolu ve denetimi altında olacaktır.

-İkincisi Nahçıvan’a yol açılması bir vaittir ve Ermenistan’ın insafına bırakılmıştır. Gerçekleşmesi için her hangi bir garanti öngörülmemiştir. Oysa Laçın Koridoru bugünden oluşturulmuş ve Azerbaycan da bunu attığı imza ile yazılı olarak kabul etmiştir.

-Üçüncüsü Nahçıvan yolu yalnız insani amaçlarla kullanılacak, oysa Laçın Koridoru için böyle bir kısıtlama getirilmemiştir. Kuşkusuz Ermenistan bu yolu, Karabağ’a silah ve askeri sursat taşımak için kullanacaktır.

Anlaşmanın hiç bir maddesinde, Putin’in konuşması ve Barış Gücü’nde Türkiye ve Türk askeri yoktur. Böylece Türkiye yeni müzakire formatından dışlanmıştır. Barış Gücü Rusya ve Türkiye güclerinden oluşdurulmalı idi, Ermenistan’ın bütün güclerini Azerbaycan’dan çıkardıktan sonra ve sadece Ermenistan - Azerbaycan uluslararası sınırlarında, Azerbaycan tarafında sadece Türkiye, Ermenistan tarafında da sadece Rusya yerleştirilmeli idi. Azerbaycan’ın ortasında Karabağ ile Laçın Koridoru’nu çevreleyen ve onu Azerbaycan’ın öteki bölümleri ile hakimiyetinden ayıran, yanlız Ermenistan’ın askeri müttefiki Rusya Ordusundan oluşan bir güç, barış gücü deyildir, işgal gücüdür.

Azerbaycan’ın süverenliyi ile kendi toprakları üzerindeki egemenliyi Rus Barış Gücü altında pozuntuya uğradı. Otuz yıldan sonra Rus Ordusu bu sefer Karabağ - Laçın Koridoru üzerinden Azerbaycan’a ayak bastı. Kuzey İrak’ta Amerika’nın Çekiç Güç’le Erbil başkentli yarattığı Kürt Devleti gibi, Karabağ –Laçın dehlizinde de Rus Barış Gücü adı ile Stepanakert başkentli de facto - de jure bir Ermeni Devleti kurulmuş oldu. Azerbaycan’ın ortasında yeni bir Kuzey Suriye yaratıldı. Başka bir sözle Ermenistan deyil, Azerbaycan kapitülasyonu kabul etti ...

No comments:

Post a Comment