AZERBAYCAN – YİNE DE – TUZAĞA
DÜŞÜRÜLDÜ
Bu anlaşma ile Azerbaycan
kaybetti, Ermenistan kazandı. Genelde askeri üstünlüyü olanın, taarruza kalkmış
bir ordunun ateşkes ve barış anlaşmasına zorlanması, kaybeden tarafı kurtardığı
için, savaşta kaybedenin siyasi başarısı sayılır. Zamanlaması da oldukça yanlış
olan bu anlaşma ile kesinlikle ona ihtiyacı olmayan Azerbaycan tuzağa düşürüldü;
gelecekte Rusya, Batı - Fransa ve Ermenistan’a sonsuz manevra alanları,
Azerbaycan ve Türkiye’ye çok ciddi sorunlar yaratıldı.
Bu anlaşma Minsk Grupu’nun Temel
İlkeler’i - Bazal Pirinsipleri’ne geri dönmüştür. Oysa o Temel İlkeler bam
başka koşullarda, Azerbaycan zillet ve esaret içinde iken ona tahmil edilmiş, Azerbaycan’ın
kapitülasyonu ilkeleri idi. O dönemde Azerbaycan’da hakimiyette iç savaş vardı;
Azerbaycan Ordusu diye bir şey yoktu; Ermenistan Orduları ise üstünlüye ve
Rusya’nın aktiv askeri desteyine sahipti; Azerbaycan toprakları işgal altında
idi; Minsk Grupu Ermenistan ve Ermeni işgalini destekleyen Rusya, Fıransa ve
ABD’den oluşurdu; sahnede Türkiye ve Türkiye’nin güçlü siyasi - askeri desteyi de
yok idi ...
Ancak bugün durum yüzde yüz
tersinedir. Azerbaycan’da hakimiyet savaşı yoktur, Azerbaycan’ın güclü ve
modern bir ordusu vardır ve bu ordu üstünlüğe sahiptir, işgal edilen toprakları
hızla kurtarmaktadır, Rusya savaşa aktiv olarak katılmıyor, Minski Grupu da fiilen
yok olmuştur, Türkiye açıkça ve bütün varlığı ile Azerbaycan’a kendi siyasi - askeri
desteyini sunmuştur, Ermenistan’ı destekleyen Haçlı Batı ve Fıransa hazırlıksız
yakalanmıştır ... Şimdiki durum ve istatüsü görmezden gelerek, bunların hiç
biri olmamış gibi, Azerbaycan’ın zillet ve esaret günlerinde ona tahmil
edilmiş, gerçekte Azerbaycan’ın kapitülasyonü olan Temel İlkeler’e geri dönmek,
anlamsız ve anlaşılması mümkün olmayan tarihi bir hatadır.
Bunu Artsak’ın başı Harutnuyan da
açıkça söyledi: “Operasyonlar bir kaç gün daha devam etseydi, Karabağ’ı tamamen
kaybederdik”. Bu sözler tersten okunursa bu anlaşma Ermenilerin Karabağ’ı tamamen
kaybetmemelerini sağladı; Ermenilerin elinde kalmasını garantiledi; boşaltılmış
Hankendi’nin alınması, uyduruk Artsak devleti ve terörist ordusunun çökmesini
engelledi; onları kalıcılaştırdı ve Rusya himayesi altına alarak, bir daha
dokunulamaz etti.
Anlaşma maddelerinde bölgedeki
ayrılıkçı teröristlerin silahsızlandırılması hakkında her hangi bir şey yoktur.
Azerbaycan’ın “Temas hattı yoktur” tezi reddedilmiş, tersine bütün
Karabağ ile Laçın Koridoru’nu içine alan, Rusya’nın savunduğu ve Azerbaycan’ın
asla geçemeyeceyi yeni bir temas hattı kurulmuştur. Karabağ’ın siyasi özerkliyi
tespit, hatta gelecekte Ermenistan’a ilhakının yolu açılmıştır. Paşiniyan da “Artsak
kazanacak” demekle, Ermenistan devleti’nin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü
ve uluslararası sınırlarını asla kabul etmediyini vurguladı.
Laçın Koridoru’na karşılık Nahçıvan’a
gidiş gelişe kolaylık sağlanma maddesi, Karabağ’a Azerbaycan’ın parçası olan
Nahçıvan’a benzer bir istatüs vererek, Karabağ’ın Ermenistan’ın bir parçası
olduğunu dolaylı olarak kabul ettirdi. Böylece Azerbaycan Laçın Koridoru adı
altında - Karabağ dışında da - toprak yitirdi.
Ayrıca Ermenistan’ın toprakları
içinden Nahçıvan’a açması uumulan yolla Laçın Koridoru arasında hiç bir
benzerlik yoktur. Bunların istatüsü de farklıdır.
-Birincisi Nahçıvan’a açılması
umulan yol Ermenistan içinde ve Ermenistan devleti ve ordusu kontrolu altında
olacaktır. Oysa Laçın Koridoru Azerbaycan’ın kontrol ve denetimi dışında ve
Rusya - Ermenistan kontrolu ve denetimi altında olacaktır.
-İkincisi Nahçıvan’a yol açılması
bir vaittir ve Ermenistan’ın insafına bırakılmıştır. Gerçekleşmesi için her
hangi bir garanti öngörülmemiştir. Oysa Laçın Koridoru bugünden oluşturulmuş ve
Azerbaycan da bunu attığı imza ile yazılı olarak kabul etmiştir.
-Üçüncüsü Nahçıvan yolu yalnız
insani amaçlarla kullanılacak, oysa Laçın Koridoru için böyle bir kısıtlama
getirilmemiştir. Kuşkusuz Ermenistan bu yolu, Karabağ’a silah ve askeri sursat
taşımak için kullanacaktır.
Anlaşmanın hiç bir maddesinde,
Putin’in konuşması ve Barış Gücü’nde Türkiye ve Türk askeri yoktur. Böylece Türkiye
yeni müzakire formatından dışlanmıştır. Barış Gücü Rusya ve Türkiye güclerinden
oluşdurulmalı idi, Ermenistan’ın bütün güclerini Azerbaycan’dan çıkardıktan
sonra ve sadece Ermenistan - Azerbaycan uluslararası sınırlarında, Azerbaycan
tarafında sadece Türkiye, Ermenistan tarafında da sadece Rusya yerleştirilmeli
idi. Azerbaycan’ın ortasında Karabağ ile Laçın Koridoru’nu çevreleyen ve onu
Azerbaycan’ın öteki bölümleri ile hakimiyetinden ayıran, yanlız Ermenistan’ın
askeri müttefiki Rusya Ordusundan oluşan bir güç, barış gücü deyildir, işgal
gücüdür.
Azerbaycan’ın süverenliyi ile
kendi toprakları üzerindeki egemenliyi Rus Barış Gücü altında pozuntuya uğradı.
Otuz yıldan sonra Rus Ordusu bu sefer Karabağ - Laçın Koridoru üzerinden
Azerbaycan’a ayak bastı. Kuzey İrak’ta Amerika’nın Çekiç Güç’le Erbil başkentli
yarattığı Kürt Devleti gibi, Karabağ –Laçın dehlizinde de Rus Barış Gücü adı
ile Stepanakert başkentli de facto - de jure bir Ermeni Devleti kurulmuş oldu.
Azerbaycan’ın ortasında yeni bir Kuzey Suriye yaratıldı. Başka bir sözle
Ermenistan deyil, Azerbaycan kapitülasyonu kabul etti ...