شعر «تورکییهیه خیالی سفر» شهریار، سانسور و یا تحریف آن در نشرهای آزربایجانی
مئهران باهارلی
ŞEHRİYAR’IN TÜRKİYE’YE HAYÂLİ SEFERİ ŞİİRİ
MÉHRAN BAHARLI
https://independent.academia.edu/MBaharli
https://sozumuz1.blogspot.com/
https://www.facebook.com/profile.php?id=100016259447627
خلاصه:
شاعر تورک شهریار شعری به زبان تورکی معروف به «تورکییهیه خیالی سفر» دارد. این شعر محصول عشق او به عوثمانلی و تورکیه است و وقوف شهریار بر ادبیات تورک اواخر عوثمانلی و اوائل دورهی جمهوریت و تسلطش بر تاریخ سیاسی و فرهنگی و ادبی عوثمانلی و جمهوری تورکیه را نشان میدهد. در این شعر شهریار تورکیه را کانون جهان اسلام مینامد، هلال پرچم عوثمانلی – تورکیه را هلال نازنینی مینامد که مبدل به خورشید شد و «امپراتوری اسلام» (عوثمانلی) را آفرید.
او میگوید با یادآوری مارش استقلال چشمانش پر اشک میشود. او آیاصوفیا را نمازگاه مسلمانان میخواند، از مولانا جلالالدین رومی به عنوان عارف تورکیهای یاد و مدفن او را آبدهی صوفیان مینامد. سلطان محمد فاتح را که با فتح استانبول، به عمر امپراتوری بیزانس پایان داد میستاید، تاریخ عوثمانلی را افتخارآمیز و فروپاشی آن را تاریک شدن جهان مینامد. بنا به شهریار خاک تورکیه معدن غیرت است، و خون شهیدان و استخوانهای دلاوران را در آغوش خود دارد. او میگوید تورکیه دوباره بیرق جهان اسلام را در دست خواهد گرفت. وی آتاتورک را میستاید و او را با ژان دارک قهرمان ملی فرانسه مقایسه میکند. او استانبول را زیبای زیبارویان و دختر دریاها مینامد که مدنیت شرقی و غربی در آن به هم آمیخته است.
شهریار میگوید یک فرزند تورک، و دارای خون – تبار و دین و زبان یکسان با تورکهای تورکیه است. او تورکهای تورکیه را برادران تنی و تورکیه را وطن مادرزادیش مینامد. او تورکیه را سر و تورکهای ساکن در ایران را بدنی میداند که در اثر اشتباهات اسلاف ملعون خود از یکدیگر جدا شدهاند (شاه اسماعیل اول و شاه عباس اول و بعضی دیگر از شاهان صفوی که به تحریک کلیسای ارمنی و مزدوری برای صلیبیان، جنگ سنی - شیعه و برادرکشی بین تورکان را به راه انداختند). شهریار نادر شاه را به خاطر تلاشهایش برای از بین بردن این جنون میستاید و اضافه میکند باید آن صفحات تلخ و ننگین تاریخ را فراموش نمود. او میگوید مطمئن است یک روز تورکهای ساکن در ایران و تورکایلی و تورکیه به هم ملحق خواهند شد.
Özet
Türk şair Şehriyar "Türkiye'ye Hayali Bir Yolculuk" olarak bilinen Türkçe bir şiire sahiptir. Bu şiir, Şehriyarın Osmanlılara ve Türkiye'ye olan sevgisinin ürünüdür ve onun geç Osmanlı ile erken Cumhuriyet dönemlerindeki Türk edebiyatı ve Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi, kültürel ve edebi tarihi hakkındaki derin bilgisini sergiler. Bu şiirde, Şehriyar Türkiye'yi İslam dünyasının merkezi olarak tanımlıyor ve Osmanlı - Türkiye bayrağındaki güzel hilale, güneşe dönüşen ve "İslam (Osmanlı) İmparatorluğu"nu doğuran bir sembol olarak atıfta bulunur.
Türkiye'nin İstiklal Marşı hatırladığında gözlerinin dolduğunu söylüyor. Ayasofya'dan Müslümanların ibadethanesi, Mevlana Celaleddin Rumi'den Türk mutasavvıfı olarak bahsediyor ve mezarından Sufilerin abidesi olarak bahsediyor. İstanbul'u fethederek Bizans İmparatorluğu'na son veren Sultan Mehmed Fatih'i övüyor ve Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihini şerefli, çöküşünün ise dünyanın karanlığa gömülmesi olduğunu söylüyor. Şehriyar'a göre Türkiye toprağı, baştan başa şehitlerin kanı ve yiğitlerin kemiklerini barındıran bir şevk ve onur madenidir. Şehriyar Türkiye'nin bir kez daha İslam dünyasının bayrağını dalgalandıracağına inanıyor. Atatürk'ü övüyor ve onu Fransa'nın ulusal kahramanı Jeanne d'Arc'a benzetiyor. İstanbul'dan doğu ile batı medeniyetlerinin iç içe geçtiği, güzellerin güzeli ve denizlerin kızı olarak bahsediyor.
Şehriyar, kendisinin bir Türk evladı olduğunu ve Türkiye Türkleriyle aynı kanı, soyu, dini ve dili paylaştığını söylüyor. Türkiye Türklerinden kardeşleri, Türkiye'den ise anavatanı olarak bahsediyor. Türkiye'yi baş, İran'da yaşayan Türkleri ise gövde olarak görür. Bu baş ve gövde lanetli seleflerinin (Ermeni Kilisesi tarafından kışkırtılan ve Haçlıların aracı olarak, Türkler arasında kardeş katliamı ve Sünni - Şii savaşını başlatan Şah İsmail I, Şah Abbas I ve diğer bazı Safevi kralları) hataları yüzünden birbirlerinden ayrılmıştır. Şehriyar, Nadir Şah Afşar'ı bu çılgınlığa son verme çabalarından dolayı övüyor. Şehriyar, tarihin bu acı ve utanç verici sayfalarının unutulması gerektiğine, İran'da yaşayan ve Türkili'nin Türkleriyle Türkiye'nin mutlaka bir gün yeniden birleşeceğine inanıyor.
Abstract
Turkish poet Şehriyar (Shahriar) has a poem in the Turkish language known as "An Imaginary Trip to Türkiye". This poem showcases his love for the Ottomans and Türkiye, demonstrating his deep knowledge of Turkish literature during the late Ottoman and early Republic periods, as well as the political, cultural, and literary history of the Ottoman Empire and the Republic of Türkiye. In this poem, Şehriyar describes Türkiye as the center of the Islamic world and refers to the beautiful crescent on the Ottoman - Türkiye flag as a symbol that transformed into the sun and gave rise to the "Empire of Islam" (Ottomans).
He says that his eyes fill with tears whenever he remembers the Independence anthem of Türkiye. He refers to Aya Sofya (Hagia Sophia) as the place of prayer for Muslims, Mevlana Jalal al-Din Rumi as a Turkish mystic, and calls his burial place the monument of the Sufis. He praises Sultan Mehmed Fatih, who ended the Byzantine Empire by conquering Istanbul, and describes the history of the Ottoman Empire as honorable, with its collapse drowning the world in the darkness. According to Şehriyar, the soil of Türkiye is a cradle of zeal and honor, containing the blood of martyrs and the bones of brave men. He believes that Türkiye will once again hold the flag of the Islamic world. He praises Atatürk and compares him to Joan of Arc, the national hero of France. He refers to Istanbul as the most beautiful of beauties and the daughter of the seas, where eastern and western civilizations are intertwined.
Şehriyar says that he is a Turk, and shares the
same blood, descent, religion, and language as the Turks of Türkiye. He refers
to the Turks of Türkiye as his brothers and Türkiye as his motherland. He views
Türkiye as the head and the Turks living in Iran as the body, which were
separated from each other due to the mistakes of their cursed predecessors
(Shah Ismail I, Shah Abbas I, and some other Safavid kings who were provoked by
the Armenian Church, and acting as mercenaries for the crusaders, started
fratricide between the Turks, and the Sunni - Shia war). He praised Nadir Shah
Afshar for his efforts to bring an end to this madness. Şehriyar believes that
those bitter and shameful pages of history should be forgotten. He is confident
that one day the Turks living in Iran, Türkili, and Türkiye will reunite.